Cumartesi, Ocak 18, 2014

Rumuz - dijitalkafa: "portfolyom sınırlı ve renksiz kalıyor"

Butik bir reklam ajansında on aydır metin yazarlığı yapıyorum. Fakat gerek iş tatmini, gerekse portfolyo noktasında son derece mutsuzum. Bunun çeşitli nedenleri var. Hepsinden önce, ajansın müşteri portföyü tamamen B2B özellikli markalardan oluşuyor. Yapılan çalışmalar oldukça tekdüze ve görünürlüğü son derece düşük nitelikte oluyor. Ayrıca ajansın müşteriler karşısında süregiden bir edilgenliği var. Ajanslar elbette müşterilerle gergin olmamalı. Çünkü arada ticari bir ilişki var. Fakat benim görüşüme göre, en azından müşteriyi yönlendirmeli ya da yeni ve farklı girişimler için onları ikna edebilmelidir. Bir önceki ajansımda bunu görmüştüm. Bu bağlamda da yapısal sorunlar var. Farklı fikirlere karşı kreatif yönetimin sınırlayıcı bir etkisi olduğunu görebiliyorum. Son olarak, çalıştığım ajans basılı işler yapıyor ve açıkçası bu da çalışmak istediğim bir alan değil.

İşe başlarken basılı işler odaklı bir ajans olduğunu biliyordum ama o dönem sadece bir tane de olsa sosyal medya içeriklerini üstlendiği bir marka vardı. O da sosyal medya içerik alımını durdurunca basılı işlerin haricinde bir iş alanı kalmadı. Ajans şu an B2B markaların internal kullanımına ilişkin işlerden başka bir iş yapmıyor. Fuar stand tasarımları, broşür, şirket dergilerii logo, slogan vs. türünde çalışmalar yapıyor.

Reklamcılık alanında çalışmaya başladığımdan beri hep sosyal medya alanında yapılan reklamlarla ilgilendim, bu durum bası Bu türde yapılan işleri takip ettim, hala da öyle. özellikle Linkedin grupları üzerinden bu bağlamda düzenli olarak bilgi alıyor, inceleme yazılarını okuyorum.

Bütün bunların toplamında, bir sosyal medya ajansında junior yazar olarak çalışmak istiyorum. Bir önceki ajansım, uluslararası network niteliğinde bir sosyal medya ajansıydı ve kısa süre de olsa orada proje yöneticiliği yaptım. Orada "proje yöneticiliği" pratikte "müşteri temsilciliği"ne denk geliyordu. Dört ay çalıştıktan sonra, sektörde artık kreatif tarafta devam etmek istemem nedeniyle oradan ayrıldım.

Bu dönem yaptığım başvurulardan olumlu geri dönüş alamıyorum. Çünkü basılı işler odaklı bir butik ajansta çalışıyorum ve portfolyom da bu işlerden oluşuyor. Çalıştığım ajansın zaten ne müşteri portföyünü ne de yaptığı işleri değiştirmesi gibi bir durum söz konusu değil. Hâl böyle olunca da portfolyom da sınırlı ve renksiz kalıyor ve bunun bir kısır döngüye dönüşmesinden çekiniyorum.

Sektördeki tecrübeniz ışığında bana neler tavsiye edersiniz? umuyorum ki değerli yorumlarınız benim için yol gösterici olacaktır.

- - - - - 

Hmmm!

Çelişkiler, çelişkiler...

Halen çalıştığınız ama aslında çalışmak istemediğiniz bu 'ajansa' sizi zorla mı soktular? 
Girerken büyük ölçüde biliyormuşsunuz müşterilerini ve işlerini...
O zamanki tek 'sosyal medya' [bu laf da bir oxymoron ya neyse] müşterisinin aşkına mı girdiniz yoksa? 

Anlaşılan siz daha çok göz önünde olan alanlarda işler yapmak, ödüller kazanmak vs. istiyorsunuz.
Herkes istiyor da kimse işin zor ve taşlı yetişme, pişme dönemlerini istemiyor her nasılsa. 

Dört ay bir ajansta çalışmışsınız, on aydır da bir yerde, eder on dört ay... Yazmadığınız için bilemiyorum başka deneyiminiz var mı, hangi okullarda okudunuz... Yayınları izleyecek kadar yabancı diliniz var mı? Yoksa, hangi Türkçe kaynakları izliyor okuyorsunuz? Linkedin'de incelemeler okumakla bir yerlere varamazsınız biliyorsunuz değil mi? Reklamda da, süper bir deha değilseniz, bu kadar kısa süreli bir deneyimle bir yerlere varmanız mümkün olmaz.

Yaratıcı tarafta, reklam yazarı olarak çalışma isteğiniz neye dayanıyor? Yazı yazma, fikir üretme becerinize mi? Bu becerilerinizin ne düzeyde iyi olduğunu öğrenme, bir ustayla tartma şansınız oldu mu? Yoksa tamamen isteğe bağlı bir hedefleme mi? O tarafın daha eğlenceli olduğunu düşünmeniz mi? Eğitiminiz hangi alanda?   

Türkçenize günümüzün hastalıkları ve reklamcılık alanının kötü kullanım alışkanlıkla bulaşmış bu arada. 
Başbakan ve yandaşlarının bolca kullandığı '...noktasında' kalıbı sizde de var... Bunlara özenmeyin.
Kreatif, internal, B2B, network, portföy, portfolyo gırla gidiyor... Karşılıkları varsa, onları kullanın.
'...ne müşteri portföyünü ne de yaptığı işleri değiştirmesi gibi bir durum söz konusu değil' çifte olumsuz yapıda... Yazı mantığınıza özen gösterin.

Öğrenmeye, olgunlaşmaya değil de öncelikle portfolyo ve kariyer kaygısına düştüğünüze bakarak, genç biri olduğunuzu sanıyorum.

Hoşunuza gitmeyebilir ama önerim, çalıştığınız yerde en az bir yıl daha kalmanız; kendinizi yetiştirmeye bakmanız. Özellikle Reklamcılık Vakfının çeşitli seminer ve eğitimlerine katılmanız.
Müşterilere ve yapılacak işlere yön verecek fikirleri üretmeye ve benimsetmeye çalışmaya gayret etmek. Oluyorsa da olmuyorsa da mücadeleye devam etmek. 

Birikiminiz daha bir ele gelir olduğunda ararsınız başka bir yerde başka bir pozisyon.